9 Kasım 2010 Salı

Yanlı medyanın yanlı girişimleri…

“Siyasetçiler ve toplumun saygın kişilerine mizah adı altında hakaret eden AKP Eziyetleri isimli sergi, internette alay konusu oldu. Konulara esprili yaklaşımlarıyla tanınan Ekşi Sözlük kullanıcılarının diline düşen sergi için …….”

Yukarıdaki paragraf Zaman gazetesi yazarlarından Sn.Yasin KILIÇ tarafından yazılmış olan ve 1 Kasım 2010 tarihli gazetede yaklaşık çeyrek sayfa tutan bir yazının girişinden alındı.

Bildiğiniz gibi (veya bilmediğiniz ama az sonra öğreneceğiniz gibi) ben AKP taraftarı veya sempazitanı olmama rağmen, söz konusu serginin içeriğini Sn.Başbakanın makamına olan saygımdan dolayı ayıplıyorum.

Ama bu yazıyı yazma amacım biraz daha farklı idi. Bu yazıyı YANDAŞ MEDYANIN BOK ATMA şeklinin altını çizmek için yazdım. Bu arada ekşi yazarları üzerlerine alınmasın, bunun ekşi ve yazarları ile hiç ilgisi yok.

Evet bilinçli bir vatandaş olarak bende bu maskaralığa gülüyor ve ayıplıyorum ancak sırf taraf tutmak için bir gazetenin çeyrek sayfasını bu şekilde doldurması gerçekten ZAMAN GAZETESİ ve yazarlarının iç yüzünü görmemi sağladı.

Bu köşe yazarı arkadaş İNCİ SÖZLÜK yazarlarının konu hakkındaki düşüncelerini takip eden bir vatandaş olsa idi, köşe yazısında İNCİ SÖZLÜK yazarları CHP GENÇLİK KOLLARINA şöyle giydirdi, böyle giydirdi şeklinde bir yazımı olacaktı.

Üstelik Ekşi yazarlarının yorumlarından oluşan bu çeyrek sayfalık haberin içinde nedense hiç negatif (CHP yanlı) yorum yok ! Oysa Ekşi çok uluslu / çok görüşlü yazar kadrosu ile tanınmaktadır…

Tekrar not düşüyorum, ekşi yazarlarının konu ile hiç ilgisi yok ama ZAMAN GAZETESİ yazarları biraz daha objektif olmalı bence.

Bu arada CHP GENÇLİK KOLLARI sorumluları bir gün olur bu yazıyı okursanız; Photosop dersi verilir :D

19 Ekim 2010 Salı

En Gerideki Adam ! (İnternetten)

O gün hiç acelem yoktu. Metrodan indim, yavaş adımlarla etrafı izleyerek yürümeye başladım. Benimle birlikte Metrodan inmiş üç kişi önümde yürüyordu.

En öndeki adam sanki arkasından birisi kovalıyormuş gibi yürüyordu. Arkadan gelenleri bir hayli geride bırakmıştı. Kendi kendime “Bu adam hayatta mutlaka başarılı olur” dedim.

Onun arkasındaki adam sakin adımlarla yürüyordu. Onun için “Belki bu adam da hayatta birşeyler başarabilir” diye mırıldandım.

En arkadaki ise sanki nereye gittiğini bilmiyormuş gibi sallana sallana ve etrafı seyrederek yürüyordu. Onun için ise “İşte” dedim “Hayatta hiçbir işe yaramayacak tam bir serseri !”

Sonra farkettim ki ben hepsinin arkasında yürüyorum !

8 Ekim 2010 Cuma

css ile yazı tipi kullanmak (use custom fonts with css)

Öncelikle ne yapmak istediğimizi anlatayım; bildiğiniz gibi internet sitelerinin tasarımlarında, son kullanıcının bilgisayarında bulunmayan fontlar kullanabiliyoruz. Bu fontların bulunduğu alanlar için (genellikle başlık, logo gibi bölümler) png, jpg, gif gibi resim dosyaları veya flash gibi ek programlar ile yaratılmış dosyalar kullanıyoruz.

Bu durumun bize iki zararı oluyor; dosyaların boyutları (kb cinsinden) artmış oluyor, bu bölümler google ve benzeri arama motorları tarafından okunmuyor.

Şimdi bazı meslektaşlar image tagının alt parametresinden veya css ile yaptığımız text-indent:-9999px den bahsedebilirler.

Peki bu şekilde kıvranmak yerine, sayfanın istediğiniz bölümünde istediğiniz metni istediğiniz yazıtipi (font) ile gösterseniz daha güzel olmazmı ?

Bunu yapmak gerçekten çok kolay;
Öncelikle yazı tipi dosyamızı belirli formatlara çevirmemiz gerekecek. Bu sebeple aşağıdaki adrese gidiyor ve yazı tipi dosyamızı yükleyerek convert edilmesini istiyoruz.

http://www.fontsquirrel.com/fontface/generator

işlem tamamlandığında size ismi “webfontkit” kelimesi ile başlayan bir arşiv dosyası indirtecek. Bu dosyanın içinde bizim için gerekli olan webfont dosyaları ve örnek kodlar var.

Şimdi “font” isimli bir klasör oluşturuyoruz ve içine bu arşiv dosyasından çıkan “.eot, .svg, .ttf, .woff” uzantılı font dosyalarını yerleştiriyoruz.

Yine “font isimli klasörün içine “font.css” isimli bir dosya oluşturarak içine aşağıdaki kodu yazıyoruz.

@font-face {
    font-family: 'StencilRegular';
    src: url('exo2_stencil-webfont.eot');
    src: local('☺'), url('exo2_stencil-webfont.woff') format('woff'), url('exo2_stencil-webfont.ttf') format('truetype'), url('exo2_stencil-webfont.svg#webfontMywnyopY') format('svg');
    font-weight: normal;
    font-style: normal;
}

Burada font-family olarak verdiğiniz değere dikkat edin, daha sonra fontu çağırmak için bu kodu kullanacağız.

HTML sayfamızın head tagı içerisine aşağıdaki kodu ekleyerek işlemi tamamlıyoruz.

<link rel="stylesheet" href="font/font.css" type="text/css" charset="utf-8">

Artık sayfa kodlarınızda veya css kodlarınızın herhangi bir yerinde

.fontum{
    font-weight: normal;
    font-style: normal;
    line-height:normal;
    font-family: 'StencilRegular', sans-serif;
    font-size-adjust: 0.78;
    font-size: 11px;
}

şeklinde kullanabilirsiniz.

ilgili dosyaları buradan indirebilir veya çalışmakta olan örneğe buradan bakabilirsiniz.

7 Ekim 2010 Perşembe

Resimden Yazıya……

İnternette dolaşırken bulduğum sitelerden birtanesi.
“http://www.text-image.com/”
yüklediğiniz resimleri yazı formatında ascii resim dediğimiz şeye çeviriyor.

mesut101010101

denemek isterseniz çevirme adresi burada :

http://www.text-image.com/convert/

4 Ekim 2010 Pazartesi

EOS 450 d

“DSLR makine almak niyetim ne zamandır vardı. Zamanında birçok DSLR makine kullandım ancak insanın tamamen KENDİSİNE AİT bir makinesi olması daha da keyif verici oluyor.”

Evet yeni Canon EOS 450 d makinemi aldım. Gayet olumlu izlenimlerim var. Her ne kadar DSLR sınıfında küçük görülen bir makine olsada sonuçta CANON olması, Canon tarafından üretilen tüm lensler ile uyumlu çalışabiliyor olması, dünyanın en hızlı resim işlemcilerinden birine sahip olması gibi artı özellikleri ile kesinlikle tavsiye edebileceğim bir DSLR.

canon_eos_450d

Özellikle benim gibi “iri bir insansanız” elinize biraz küçük gelebilir ilk tuttuğunuzda ancak bu durum 2 yedek batarya bağlama imkanı veren Battery Grip takıldığında tamamen ortadan kakıyor…

450d_lens

Tabiki şimdi sıra lens kitlerini oluşturmakta. Bundan sonraki makine hedefi ise yine Canon olacak ama bu sefer tek rakamlı seriden.

“Çerez Tabağı” Teoremi

Yaşı ilerlemiş olmasına rağmen henüz evlenmeyen, çoluk çocuk yapmayan arkadaşlara itafen geliştirilmiş bir teoremdir. Şöyleki :

“Bir çerez tabağı kalabalık bir grubun olduğu ortamda masaya geldiği zaman, sırasıyla önce antep fıstıkları, sonra bademler, ardından fındıklar yenilir. En sona beyaz ve sarı leblebiler ve ucu açılmamış antep fıstıkları kalır.

Bu antep fıstıklarını herkes bir eller, bakar ama kimse açmaya cesaret edemez, tabağa geri bırakır. Onlara ulaşmak cesaret ister. Dişine güveneceksin ki kırasın, kırıp içinde gizlediği güzelliklere ulaşasın.”

Henüz evlenmeyenler ya leblebiler ile idare ederler veya kırabilecekleri bir fıstık bulmak umudu ile tabağı eşelerler.

Seçim yine sizin ama tavsiyem cesur olun ….

29 Eylül 2010 Çarşamba

CSS ile Font Sınırlarını Genişletmek

“İnternet sitelerinizde css ile kişisel fontlar kullanmak ve aynı zamanda GSO dan geri kalmamak istemez misiniz”

Son zamanlarda yapmak zorunda kaldığım araştırmalardan bir tanesi de internet sitesinde kişisel yazı tipi kullanımıydı. Sonuçta hem cross-browser, hem de GSO tarafından anlaşılabilir şekilde özel font kullanmanın bir yolunu buldum. Yakın zamanda yine buradan bu konu ile ilgili olarak bir makale yayınlayacağım.

Gözünüz burada olsun ….

27 Şubat 2010 Cumartesi

Kahvenin tadı...

Bir grup kariyer yolunda ilerleyen yeni mezun, eski üniversitelerindeki profesörlerini ziyaret için bir araya gelirler. Sohbet, sonunda işin ve hayatın stresinden şikâyetleşmeye döner.

Misafirlerine kahve ikram etmek isteyen profesör mutfağa gider ve yanında büyük bir termos içinde kahve ve porselen, plastik, cam, kristal olmak üzere değişik tarzda ve ucuz olandan, pahalı ve hatta çok özel olanlarına kadar değişik kahve bardakları ile gelir.

Herkes bir bardak seçince, profesör şöyle söyler :

"Fark ettiyseniz, tüm pahalı görünen bardaklar alındı ve geriye ucuz görünümlü, sade bardaklar kaldı. Kendiniz için en iyi olanı istemeniz normal olsa da, bu sizin stresinizin ve problemlerinizin kaynağı aslında.

Emin olun ki, bardağın kendisi kahvenin kalitesine hiç bir şey katmaz. Çoğu zaman, sadece daha pahalıdır ve hatta bazı durumlarda da içtiğimizi saklar! Hepinizin aslında istediği kahveydi, bardak değil, ama bilinçli olarak en iyi bardaklara yöneldiniz ve sonra birbirinizin bardağına bakmaya başladınız.

Hayat kahveye benzer, iş, para ve toplumdaki konumunuz da bardaklar. Onlar hayati tutmak için sadece araçlardır ve seçtiğimiz bardak yasadığımız hayatin kalitesini belirlemediği gibi değiştirmez de. Bazen sadece bardağa odaklanarak Yaratanın sunduğu kahvenin tadını çıkarmayı unuturuz."

Kahvenizin tadına varın!
En mutlu insanlar her şeyin en iyisine sahip değildirler. Sadece her şeyin en iyi şekilde tadını çıkartırlar.

Afiyet olsun...

24 Şubat 2010 Çarşamba

Balinamı olmak istersin ? Denizkızı mı ?

Bir spor salonunun camında bir reklam; zayıf ve bronz tenli bir kadın, hemen yanında şu yazıyor:

"Bu yaz, denizkızı mı olmak istersiniz, yoksa bir balina mı?"

Afişteki mankenin fiziksel özelliklerinden çok uzak olan orta yaşlı bir kadın, spor salonunun reklamına sesli bir cevap veriyor:

Balina olmak isterim ...

Başta garip gelebilir ama aşağıdaki bilgileri okuduğunuzda belki sizde farklı düşüneceksiniz :

Balinaları arkadaşları asla yalnız bırakmazlar, yunuslar, deniz aslanları, meraklı insanlar..
Aktif bir cinsel yaşamları vardır, hamile kalır, sevimli bebek balinalar doğururlar.
Denizde yüzer, oynarlar. Polinezya adalarının mercan kayal ıkları gibi muhteşem yerleri görme şansına sahiptirler.
Balinalar harika şarkı söylerler, CD'leri bile vardır.
Bazı insanlar dışında, onlara zarar vermek isteyecek tek bir varlık yoktur.
Dünyada herkesin sevdiği, koruduğu ve hayran kaldığı şahane hayvanlardır.

Peki ya denizkızları ?
Öncelikle, denizkızı diye birşey yoktur.
Var olsalardı da kimlik karmaşası sebebiyle psikolog kapılarında sıra oluştururlardı. Balık mısın? İnsan mı?
Cinsel hayatları yoktur. Yanlarına yaklaşan erkekleri öldürüyorlar, nasıl olabilir ki? hem, iyice bir bakın, gerekli donanım nerede?
E, sonuç olarak çocukları da olmaz. Zaten balık kokan bir kadını kim ister ki?

Sonuç?

Bende  balina olmayı tercih ederim.
Medya sadece zayıf insanların güzel olduğunu savunuyor ama ben doyasıya dondurma yemeyi, beni heyecanlandıran insanlarla güzel bir akşam yemeğinde sohbet etmeyi, arkadaşlarımla çikolata paylaşmayı çok
seviyorum.

Zamanla kilo alıyoruz; çünkü, kafamıza o kadar çok bilgi yüklüyoruz ki yer kalmıyor ve bedenimizin diğer bölümlerine yerleşmeye başlıyor. Yani, biz kilolu değiliz, inanılmaz kültürlü, eğitimli ve mutluyuz.

Bugünden itibaren, aynaya bakıp da kıçımı gördüğümde, şunu düşüneceğim:

"Allah'ım ne kadar da akıllıyım!"

17 Ocak 2010 Pazar

KanaMICRO Mp3 ve Audio Player Flash Disk Kart Okuyucu






KanaMicro isimli ürün, hem minicik bir sayısal müzik çaları, hem de USB arayüzlü bir microSD kart okuyucuyu bünyesinde barındırıyor. 






Dahili (tümleşik) bir hafızası olmayan ürün için temelde, microSD kart destekleyen bir mp3/wma çalar da denilebilir.






Şeffaf renksiz ve tamamı şeffaf; mavi, yeşil, kırmızı, mor, turuncu, pembe renk seçenekleriyle sunulan ürün, sadece10gr ağırlığa sahip.






32MB'den 32GB'ye kadar microSD desteği
Kulaklık çıkış gücü 5mW +5 mW
USB üzerinden şarj olan pil
Çalışma süresi 2 saat
7 renk seçeneği
DRM desteği yok
55.4 × 20.0 × 10.5mm / 10gr






Ürün gittigidiyor.com güvencesi ile temin edilebiliyor.

14 Ocak 2010 Perşembe

Lightbox (Ev tipi ürün stüdyosu) ve Fuji Finepix S1500 Test Çekimleri

Her fotoğraf makinesi sahibi gibi bende macro tip fotoğraflar çekmeyi seviyorum. Tabiki doğa macroları çekmenin yeri ayrı ama bazen ürün fotoğrafçılığı da diyebileceğimiz, tek bir nesnenin yakın plan çekimlerini yapmak hoşuma gidiyor.

Nesneleri yakın plan çekmek gerektiğinde sadece iyi bir fotoğraf makinesine sahip olmak yetmiyor, aynı zamanda birde ışık kutusuna(lightbox) ihtiyaç var.

Efendim, ışık kutusu basitçe anlatmak gerekirse; tüm yüzeyleri açık bir kutu. Bu kutunun yan ve üst yüzeylerine ışıklarınızı yerleştiriyorsunuz, ışığı dağıtması için bir çeşit kumaş veya aydınger kağıt kullanıyorsunuz. Bu sayede flash kullanmak gerekmiyor, böylece keskin gölge hatlarından ve fazla parlak fotoğraflardan kurtuluyorsunuz.

Lightbox yada bizdeki adı ile ışık kutusu profesyonel fotoğrafçılık ürünlerinden bir tanesi olarak, fotoğraf malzemeleri satan mağazalarda kolaylık ile bulunabiliyor. Tabi her Türk insanında olduğu gibi "Ben buna ne para vereceğim lan, ben bunu evde kendim yaparım!" felsefesi sizde de hakimse, rahatlıkla yapabilirsiniz.(Fiyatının hiçte ucuz olmadığını söyleyebilirim.)

Ben ışık kutusunun çerçevesini yapmak için araştırmaya giriştiğimde, en kullanışlı malzeme olarak alüminyum profil ve onları bağlamak için kullanılacak olan aparatları(üç ayak diye geçiyorlar) bulmakta çok zorlandım.

Neyseki imdadıma MODERN RAF SANAYİ firmasından NURCAN hanım, yetişti. Sağolsun kendisi tam istediğim ölçülerde ve hafif bir malzeme olan alüminyum dan yapılmış olan kutu iskeletini mükemmel işçilik ile ürettirerek bana ulaştırdı.

"Malzeme yada yapılmış ürün için MODERN RAF SANAYİ ile iletişime geçmek isterseniz;

Adres : Hançerli Mah. Necipbey Cad.No:64 SAMSUN - TÜRKİYE
Tel : +90 362 435 58 75
Faks : +90 362 435 58 65
E-mail : info@modernraf.com.tr

Web : http://www.modernraf.com.tr

makul bir ücret karşılığında istediğiniz boyda imal edebileceklerinden eminim. Nurcan Hanım ve ekiplerine tekrar teşekkür ediyorum."


Neyse lafı uzatmayalım, zaten IŞIK KUTUSU NASIL YAPILIR ? başlıklı ayrıntılı bir yazı yazacağım. Aşağıda yapmış olduğum ışık kutusu ve Fuji Finepix S1500 makinem ile çektiğim bazı örnek fotoğraflar var.

Sizde makine hakkında olumlu fikirler oluşturacağını umuyorum.





Düşük F değeri sayesinde çok kısa mesafeler arasında focus(netleme) yapabiliyorsunuz.




Area Focus (Alan Netleme) özelliği sayesinde tüm cisim otomatik olarak netleştiriliyor.




10Mp için detaylar ve renklerin canlılığı gayet yeterli.

Diğer örnek resimler için aşağıdaki bağlantı ile Facebook albümüme ulaşabilirsiniz.

3ds Max 2008 üzerine V-Ray Kurmak

Öğrencilerimin ve internet sitelerindeki forumlara soru soran acemi kullancıların 3ds Max ile uyumlu bir V-Ray sürümünü bulmakta ve kurmakta yaşadıkları sorunlara bir nebze olsun çözüm üretebilmek için aşağıdaki videolu anlatımı hazırladık.

İzleyeceğiniz video anlatımı 3ds Max 2008 üzerine V-Ray Kurulumunu ve Aktivasyonunu anlatmaktadır. Hemen hatırlatayım 2008 sürümü olması 2009 veya 2010 sürüm kullanan/kullanmak isteyen arkadaşları konudan soğutmasın, hemen hemen aynı şekilde kurulmakta ve aktive edilmektedirler.

Bu arada birde not ekliyeyim: Seri numarası veya Aktivasyon kodu'nu nereden bulacağınıza dair lütfen bana soru sormayın. Eğer programı ticari amaçla kullanıyorsanız ChaosGroup firmasından lisans aldığınızda zaten size seri numarası veya aktivasyon kodunu sağlayacaklardır.

Yok eğer "Ben illa gayri yasal yoldan kullanmak istiyorum !" diyorsanız o konuda www.google.com ' arama yapmanıza engel olacak bir yasa bulmamaktadır.

Yinede ben üzerime düşen görevi yapıyor ve uyarıyorum : "Lisansı satın alınmamış programları kullanmak yasa dışıdır !"

Sevgili meslektaşım Gülhanım DEMİRTAŞ'a yardımlarını esirgemediği için teşekkür ederim..

Vray Kurulumu from Mesut Cemil ASLAN on Vimeo.

12 Ocak 2010 Salı

Tilt-Shift Video Örneği

Fuji Finepix S1500 fotoğraf makinem Fedex ile elime geçer geçmez tripod'umu kaptığım gibi balkona yöneldim. En hızlı şekilde makinenin video çekim ayarlarını yaparak Adalet Parkı yanındaki kavşağın video kaydını aldım.

Koşar adım eve vardığımda AfterEffects çalışır şekilde bıraktığım bilgisayarım ile Tilt-Shift uyguladığım videoyu biraz hızlandırarak step-motion şekline getirmiş oldum.

Bence güzel bir etki yaratıyor, videodaki kişi ve nesneler macro nesnelermiş gibi görünüyorlar. Daha önce de denemesini yaptığım video çalışmasını aşağıda seyredebilirsiniz.

Nasıl yapıldığını merak edenler koyu renklerdeki kelimeleri google.com da aratırsanız yardımı olacaktır.

Minyatür Samsun from Mesut Cemil ASLAN on Vimeo.