14 Haziran 2012 Perşembe

“Türk” olmak ayrıcalıktır…


Biz “Türk Milleti” olarak çalışkanızdır, zekiyizdir üstelik ayrıcalıklıyızdır. Peki nedir bu ayrıcalıklarımız ? Bilmeyenler için başlıca birkaç tanesini listeleyelim.

    Bizim için “Sonsuzluk” çok değerlidir. Bu sebeple ölümün sonsuzluğunu hayatın kısalığına tercih ederiz.
    Futbol maçları da dahil olmak üzere her yere “ölmeye, ölmeye, ölmeye” gideriz, sözümüzde durur ölürüz.
    Geleneksel sporlarımızın başında “Devlet Kurmak” ve “Devleti Kurtarmak” gelir. Sık sık arkadaşlarımız ile oturur bir devlet kurar veya mevcut olanı kurtarırız.
    En korktuğumuz şey birilerinin devletimizi bizden önce batırması ihtimalidir.
    Biz son derece eşitlikci bir yapıya sahibizdir. Başka devletleri yağmaladığımız kadar kendi devletimizi de yağmalarız.
    Bizim için rakamlar uğursuz, sözler kutsaldır. Bu sebeple tüm istatistik çalışmaları battığımızı söylese bile biz “En korkulan ülke bizimki” diyen siyasetçilerin sözlerine inanmayı tercih ederiz.
    Çok iyi sır saklarız biz, en iyi sakladığımız sır ise özgün fikirlerimizdir. O kadar iyi saklarız ki bu fikirlerimizi kendimiz bile farkında olmayız, başkalarının fikirlerini takip ederiz biz.
    Barışçıl bir milletizdir biz. Yaptığımız savaşlara “Barış Operasyonu” diyen devletimiz gibi bizde mahalle kavgalarımıza “Ufak bir tartışma oldu” diyebiliriz.  O ufak tartışmalarda rahmetli olur bazıları.
    Doğallığa önem veririz, erkek çocuklarımıza doğal bir şekilde “Göster bakim teyzene pipini !” ilk öğrettiğimiz şeylerden biridir.
    İkramı ve ikram etmeyi severiz biz, almaktan çok vermek isteriz. Bundan olsa gerek lokantada “Hesabı ben ödeyeceğim” diye üsteleyen arkadaşımızın kulağını kesebilir, dizinden vurabiliriz.
    Eğlenceyi severiz hepimiz, Pikniğe gidip orman yakmak, düğüne gidip damadı vurmak en sevdiğimiz sosyal etkinliklerdendir.
    Balkonda oturanlardan nefret ederiz. Öyleki bunun sebenini antropolojik çalışma bulamamıştır. Ne zaman bir futbol maçı bitse balkonda oturan “Gıcıklardan” bir iki tanesini vururuz gider.
    İnancımıza sadığızdır. “Futbol döner bıçağı ile oynanır.”, “Tüm yunanlılar düşmandır.”,”Gavurlara hak bu katerina” gibi inançlarımızdan kimse vazgeçiremez bizi.
    Kadın kutsaldır bizim için, evde dursun isteriz saklamak isteriz. Öyleki onu hep gizli tutacak bir kasa yapmak isteriz.
    Mucidizdir hepimiz, geliştirmeyi, araştırmayı severiz, hepimiz komşunun kasasını açacak bir alet yapmak için sürekli araştırma içindeyizdir.
    Teknoloji ve bilimin çözemediği problemleri, çok daha humanist ve basit şekilde çözmeyi biliriz, “Şişeyi dibine vurarak açmak, arabaya tekme atarak çalıştırmak, televizyonu yumruklayarak tamir etmek” bir yana sallanan masanın ayağının altına gazete koymak bizden başka kimsenin aklına gelemez dünyada.
    Yalandan nefret ederiz, hatta bazen yalana duyduğumuz nefret nereyse gerçeğe duyduğumuz nefretin boyutlarına gelir.
    Fikir tartışmalarını severiz, bu tarz tartışmaları genelde daha hızlı bıçak veya silah çeken kazanır.
    Cinsiyet ayrımcılığını, hatta tür ayrımcılığını sevmeyiz. Ormanda gezen kadın, erkek ve eşşek eşit oranda tehlike altındadır.

devam edecek….